Son Gönderiler

Aydınlık Karadelikler

"Tabiat bizi özgür ve bağımsız yaratmış, bizse tutup kendimizi birtakım çemberler içine hapsediyoruz."

Denemeler, Montaigne



Hepimizin hayatında aydınlık karadelikler vardır elbet. Uzaktan umut ışığı gibi görünen, yaklaştıkça bizi içine çekip yutan aydınlık karadelikler... Hayatımız; bel bağladığımız çevrenin sınırlarında, çerçevesinde sürüklenerek içten içe kendini yiyen boşa umutlar çukuru gibi sürüp gidiyor kimi zaman. En karanlık hissettiğimiz bu zamanlarda kendimize dayanak noktaları arıyoruz. Bu arayışımız ve kendi içimizde yarattığımız muhtaçlık hissi, kimi parçalara iyice değerlendirmeden tutunmamıza neden oluyor. Nasıl ki bir puzzle oyununda uygun olmayan parçayı, bir diğer uygun olmayan parçaya takmaya çalışmamız sonucunda puzzle parçaları zedeleniyorsa bu aydınlık karadelikler de kimi zaman ruhumuzu aynı şekilde zedeliyor.  Kimi zaman bu karanlık bizlere özgüvensizlik olarak geliyor. İyi yaptığımız ve kendimize güvendiğimiz bir işi daha sorgulayarak ve çelişkili bir biçimde yapmaya başlıyoruz. Çevremizdeki insanların mânâsız eleştirilerini çok daha fazla dikkate alıyoruz, takıntı hâline getiriyoruz. Bu takıntılı ve saralı ruh hali bizleri gerçekten de kendimize güvendiğimiz o işte performans kaybı yaşatacak kadar etkilemeye başlıyor. Bu hissiyat hâlinin devamı ilerlemeye devam ettiğinde ise zevkle yaptığımız diğer tüm aktivitelere karşı ilgimiz azalıyor, beslenmemiz bozuluyor, diğer insanlarla kurduğumuz iletişim azalıyor ve negatif yönlü olmaya başlıyor. Bu durumlar birbirleriyle simbiyotik bir bağ içindeymişçesine kısır bir döngü hâlinde devam ediyor. Kendinizden şüphe ediyorsunuz, işleriniz kötü etkileniyor; işleriniz kötüye gittiği için kendinizden daha çok şüphe ediyorsunuz...


"Başkalarından daha erken ölecektim, orası aşikârdı. Ama herkesin bildiği gibi, hayat yaşamaya değmez."

Yabancı, Albert Camus


- Mert YEĞİN

Hiç yorum yok